GOCA KADINLARIN DANS YARIŞMASI
Bodrum Cup denilince sizin aklınıza ne gelir bilmem ama benim aklıma Ekim ayı, Gulet Yarışları ve sonbaharın en güzel günleri gelir…
Bu sene 23. sü gerçekleşiyor…
Bu satırları Gökova Okluk koyunda, yemyeşil çam ağaçlarının yansıdığı maviliklerin üzerindeki teknemizin kıçında yazıyorum. Yan yana dizilmiş teknelerden gelen kahkahalar ve neşeli konuşmalar kulaklarıma dokunuyor. Sohbetler yarış anında yaşananlarla ilgili genelde…
Hemen hemen her sene katılırız bu yarışa, bu dansa… Dans diyorum; ister tango deyin, ister vals, ister bale…
Guletler, bembeyaz yelkenlerini açtıklarında kuğu gibi süzülürler suyun üzerinde. Bana Kuğu Gölü Balesi‘ ni anımsatır…
Rengarenk balonlarını açtıklarında ve kıvrak tramolalar attıklarında ise değme tangoculara taş çıkartırlar… Bir de orsa seyrinde öyle bir yan yatarlar ki, profesyonel erkek dansçının partnerini belinden kavrayıp geriye doğru yatırışı gibidir. Heyecan ve adrenalin doruktadır o anda…
Bütün yaz sezonu tatilcileri ağırlayan guletler Ekim ayı geldiğinde gerçek kimliklerini bulurlar sanki… Yaz tatilcileri yoktur artık. Beş gün boyunca yarış ve eğlence vardır. Ekiplerdeki heyecanı ve coşkuyu anlayabilmek için bir teknede ekipten olmak gerekir…
Çok şanslıyım…
Bundan on sene önce STS Bodrum Okul Gemisi ile yelken eğitimi aldım… 48 kadın yelkenci olduk bir anda… Adımız da pek havalıydı.
O dönemde basında oldukça yer almıştık. Dile kolay beş gün beş gece yelken ve navigasyon eğitimi için deniz üstündeydik… Hayatımın en güzel günleri idi…
Ve eğitimden sonra pratikleri yelken yarışlarında yaptık tabii ki… Ekip ruhunun ne demek olduğunu, hedef belirlemeyi, hedefe şartları en doğru açıları yakalayarak, salimen ulaşmanın ne demek olduğunu yelken yarışlarında öğrendim. Hayatın ta kendisi bunlar değil mi…?
Adına yarış dense de bir festivaldir Bodrum Cup…
Düşünsenize yaklaşık 100 tekne -neredeyse bir filo- önceden belirlenmiş rotaya doğru deniz üstünde hareket halinde. Mevsimin en şahane günleri. Deniz masmavi, güneş yüzlerimizi yakmakta… ama acıtmadan…
Finiş hattına yaklaşan teknelerdeki heyecan ise görülmeye değer… Hele teknelerden gelen bağırışlar…
– Al boşunuuuu…
-Sancak cenovayı boşlaaaaaa…
Ve burun farkı ile finiş hattına girenlerden gelen coşkulu bağırışlar…
Bu seneki ilk gün rotası Gökova Okluk koyuna girerken, limanın girişinde denizin içindeki Sadun Boro’ nun yaptırıp hediye ettiği deniz kızını selamlıyor tüm tekneler… Boynunda bir de nazar boncuğu taşıyan deniz kızı heykelinin kaidesinde Sadun Boro‘ya ait şu sözler yazılı:
“Bu denizkızı, düşlerini süsleyen cennete erişebilmek için nice engin denizler, ufuklar aştı… Kıtalar, adalar, koylar dolaştı… Ta ki Gökova’ya ulaşana kadar…”
Teknesi ile dünyayı dolaşan Sadun Boro’ nun da dediği gibi bir cennettir Gökova…
Denizciler arasında tekne dişidir, kadındır… Gulet, ahşap yapımı büyük teknedir…
Bodrumcada ise Goca Kadın‘ dır…
Sevgiyle…
Füsun Bay Canbay
Daha fazla bilgi ve fotoğraf içinse aşağıdaki adreslere tıklayıp takibe almanız yeterli… ?
A bir de paylaşım yaparsanız tam süper olur… ?
WEB SİTE takip için ABONE olmayı unutmayın http://fusyollarda.com/
YouTube kanalıma da ABONE olmayı unutmayın lütfen ?https://www.youtube.com/channel/UCbyV…
İNSTAGRAM takip için https://www.instagram.com/fusyollarda/
FACEBOOK sayfa beğenisi için https://www.facebook.com/fusyollarda/
İLETİŞİM için : info@fusyollarda.com
CITYTREND Temmuz 2011 Sayı 1 /// BODRUM KANATLARIMIN ALTINDA