KUZEY İSPANYA, PORTEKİZ ve ENDÜLÜS GEZİMİZİN İLK DURAĞI
SANTIAGO DE COMPOSTELA
Gitmeden önce hakkında pek fazla bir şey bilmediğim, orada iken huzur bulup şifresini çözmeye çalıştığım, döndükten sonra da iyice araştırıp öğrendiğim minicik bir kent Santiago de Compostela.
Galiçya’nın başkenti …
1985’ten itibaren UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Santiago Compostela, 2000 yılında da Avrupa Kültür Başkenti olmuş.
Santiago de Compostela’ dan başlayan Portekiz ve Endülüs Bölgesi’ ni; Madrid’ i kapsayan rota çizildi…
Bu seyahatimizde araba kiralayacağımız halde sadece sırt çantalarımızla gitmeye karar verdik. Az eşya ile seyahat etme tecrübesi diyelim… Ve tüm eşyalarımızı küçük küçük fermuarlı poşetlere özenle yerleştirdik.
Aslında gerçek sebebi, dönüşte Madrid’den Rynair* ile tekrar Santiago de Compostela’ ya gelip zaman kazanmaktı… Ne kazandık bilmiyorum ama dönüşümüz oldukça enteresan oldu… Gezi sonunda bir miktar detaylara gireceğim.
*Rynair bagajsız yolcuda inanılmaz ucuz.
Şirin pansiyonumuza sırt çantalarımızı atıp hemen dışarı çıktık…
Merkezdeki katedralin olduğu meydana gitmek için sabırsızlanıyorum…
Yol boyunca elinde bastonlu insanlar görüyoruz. Genç yaşlı bir sürü insan… Sırt çantaları ve uzun yürüyüş malzemeleri ile sokaklarda dolaşıyor… Bastonlarında, sırt çantalarında istiridye kabuğu ve ok işareti şekilleri var.
Santiago de Compostela, Hırıstiyanların önemli merkezlerinden biri. Sebebi de, İsa‘nın havarilerinden St. James (Aziz Yakup) ölünce naaşı buraya getirilmiş ve üzerine katedral inşa edilmiş. Santiago de Compostela Katedrali…
Orta çağdan beri de El Camino de Santiago ile Hırıstiyanlar buraya yürüyorlarmış… Amaç St. James’ in naaşının bulunduğu katedrale ulaşmak… Hırıstiyanların önemli hac yollarından biri… “El Camino” İspanyolcada “yol” demek… Bundan sonra bana #füsenelcaminos da diyebilirsiniz…
Son zamanlarda bu yolu yürümek sadece dini inançlar için yapılmıyormuş. Farklı başlangıç noktaları olan rotaların uzunluğu 500km ile 1.000km arasında değişiyor. Yürüyerek tamamlanan bu yollara farklı sebepler için çıkıyorlarmış. “Bu kadar yol yürünür mü?” demeyin yürüyorlar… Kendinle başbaşa kalmak için, bağımlılıklarından kurtulmak için vb. sebeplerle bu yola çıkıyorlarmış. Bir nevi meditasyon ve dayanıklılık testi. Özel pasaportları var ve her mola noktasında damgalatmak zorundalar. Sonunda da sertifika alıyorlar. Sertifika alabilmek için en az 100km yi bitirmiş olmak gerekiyormuş…
Santiago de Compostela Katedrali
Santiago de Compostela Katedrali Avrupa’ da bulunan katedrallerin en iyilerinden ve de en büyüklerinden birisi… Adeta kenti yönetiyor haşmetiyle…
Katedraldeki meşhur tütsülü ayine denk gelmedik. Katedralin içinde dev bir buhurdanlık var. Botafumeiro diyorlar adına… Eski zamanlarda uzun yollardan günlerce yürüyerek gelen hacıların yaydığı kokuyu dağıtmak için kullanıyorlarmış. Şimdi ise o günlere gönderme yapmak için belli zamanlarda ayinlerde kullanıyorlar. Bu ayin gününe denk gelememiş olsak da, içerideki mistik hava insanı oldukça etkiliyor…
Hostal dos Reis Católicos
Meydandaki diğer güzel bina, Camino yürüyüşçülerine yüzyıllarca ücretsiz konaklama sunan, katedralin yanı başındaki tarihi manastır. Şimdi otel olarak hizmet veriyor. Otel Paradores ‘ in kapısından içeriye girdiğimizde büyük bir sürprizle karşılaştık…
İçerideki avluda bir tören, bir kutlama vardı. Duvarlarda Camino yürüyüşçülerin fotoğraflarından oluşan bir sergi, masalarda çeşit çeşit yitecek ve içecekler… Önce sergiyi gezip neler olduğunu anlamaya çalıştık. Yürüyüşü bitirenler için sertifika töreni ve kutlama varmış. Minik tadımlar yapıp olayın coşkusuna biz de katıldık… Hayatımda ilk defa midyeli fasulye tattım… Muhteşemdi…
El Camino yürüyüşçülerinin karşılama töreninden çıkıp tekrar Obradorio Meydanı’ na geldiğimizde bir kutlama ile daha karşılaştık. Ama bu kutlama oldukça coşkuluydu… Bu sefer Santiago de Compostela futbol takımının şampiyonluğunu kutluyorlardı. Takım oyuncuları Belediye Binası’ nın balkonuna çıkmış meydandaki halk ile birlikte şampiyonluk şarkıları söylüyordu… Biz de bir miktar eşlik ettik tabii… Video için tık…
Atlar Çeşmesi (Fuente de los Caballos)
Katedralin hemen yanındaki meydan… Bayılıyorum Ortaçağ kentlerine. Binalar birbirine bitişik nizam tasarlanmış olsa da her bloktan sonra bir meydanla karşılaşıyorsun. Hepsi de özellikli meydanlar. Buluşma yeri gibi. La Plaza de Platerías da öyle bir meydan. Atlar Çeşmesi (Fuente de los Caballos) da bu kare meydanın ortasında. Burası eskiden demirciler meydanıymış. Şimdi ise bir çok gümüşçü, kuyumcu var…
Eski kentin sokaklarında dolaşırken, duvarlarına dokunurken zaman zaman tarihe dokunduğumu hissediyorum. Bir sütunun ardından o dönemden bir şövalye çıktığını hayal ediyorum bazen. Eminim bunu sadece ben hissetmiyorum. Kentin ve yapıların korunmuşlukları bu hissi uyandıran…
İspanyol Mutfağının Vazgeçilmezi TAPAS
Yavaş yavaş karnımız acıkmaya başlayınca restoranlara göz atmaya başladık. Benim sevgilim bu konuda muhteşem… Birkaç yer dolaştıktan sonra yine en şahane yeri buldu. Muhteşem tapasları olan küçücük bir yer A Taberna do Bispo. Tipik İspanyol restoranı…
O kadar çok çeşit var ki, hangisini yiyeceğimizi şaşırdık, hepsinin tadına bakmak istiyoruz. Hepsi çok taze, çok leziz gözüküyorlar ve sunum harika… Fiyatlar ise bizi gerçekten çok şaşırttı. 1-3 € tapaslar, şarabın kadehi ise 1,5€ .
Santiago de Compostela deniz kıyısında bir şehir olmamasına rağmen, deniz ürünü konusunda muhteşem zengin. Çeşit çeşit deniz ürünü karşımızda sıralanmış duruyor. Denizden ne çıkmışsa var. Kabuklu kabuksuz… Kum midyeleri, ahtapotlar, karidesler, kalamarlar aklınıza ne geliyorsa…
Yediğimiz her şeyden inanılmaz keyif alarak ayrıldık o akşam… Santiago de Compostela gezimizi yazmaya karar verdiğimde Murat’ a sordum; aklında kalan yazmamı istediğin bir şey var mı? diye… Tapaslar… Sadece Tapaslar dedi… O derece yani… Bugün bile aynı şeyi söylüyor.
Sokak isimleri bile deniz kokuyor bu kentin. Bu şirin sokağın adı Costa Vella. Eski Sahil demekmiş. Bu yüzden mi bu kadar çok sevdik acaba?
Ertesi gün Portekiz’ e doğru gitmek üzere Santiago’ dan ayrıldık. Yollar bizi bekler…
Bir sonraki durağımız Porto’ da görüşmek üzere, tüm yolda olanlara iyi yolculuklar…
Füsnot: Kendini bulmanın yolu Santiago de Compostela’ dan geçer Hacım…
Bu gezi ile ilgili daha çok fotoğraf mı görmek istiyorsun? İşte burda
İnstagram’ daki paylaşımlarımı da mı merak ettin? İşte o da burda ffüstagram
Bir de etiket vereyim kolaylık olsun #füsyollarda